OYUNCULAR: Sunucu, Haydar Bey, Beddua Uzmanı, Terör Örgütü Üyesi
Sunucu: Hayırlı akşamlar sevgili izleyicilerimiz. Bu akşam yine programımızda birbirinden ilginç konuklarımızla birbirinden ilginç konuları konuşacağız. Ben sözü uzatmak istemiyorum ve hemen mikrofonu yanımda bulunan konuğumuza çevirmek istiyorum. Kendisi bu akşam sizlerin huzurunda evi terk eden eşine dön çağrısı yapacak. Haydar Bey, hoş geldiniz.
Haydar Bey : Hoş bulduk efendim.
Sunucu : Efendim bize kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
Haydar Bey: Efendim ben Haydar. Kandıralı Haydar. Kendim tipik bir Türk erkeğiyim. Eşimi çok seviyorum. Ne olur menekşe moru gözlüm, al yanaklım…Söz, seni bir daha dövmeyeceğim;lütfen artık eve dön! Bak, Yaşar halıya kustu; kusmuk seni bekliyor. Hem, ayaklarım bugün de hep seni aradı, eee yıkanmak için…
Sunucu : Ne yani Haydar Bey, sizin sevdiğim dediğiniz kişiye muameleniz bu mu? Böyle sevgi mi olur? Şöyle düzgün cümlelerle çağrı da bulunun Kezban Hanım’a.
Haydar Bey: Tabii efendim, ben üzüntüden ne dediğimi biliyor muyum? Şimdi bakın ben nasıl çağrıda bulunuyorum Kezban’ıma. Beni kesinlikle bundan sonra reddedemez. (seyirciye döner) Kezban!...Seni çok arıyorum. Bir haftadır akşamlarımın tadı tuzu yok. Ev sensiz çok ıssız. Gerçi nasıl,nerde yattığımı, kime nasıl çaktığımı falan hiç hatırlamıyorum ama onun sen olmadığını bir büyük içtikten sonra dahi hissedebiliyorum.
Sunucu :Bey efendi, bey efendi… Sen ne diyorsun. Bak bizi çoluk çocuk izliyor. Örnek ol lütfen!
Haydar Bey: Kızma be abi! Ne dedim ki!. Nerde kalmıştım….Ha Kezban, ben sana aşığım. Eve döndüğün gün bunu arkadaşlarla kutlayacağım. Sen kanlar içinde evden kaçarken nasıl duygulandığımı bilemezsin. Elimdeki şişeyi hırsımdan ananın fotoğrafına fırlatmışım. Artık duvarları gelince silersin. Ha Kezban, az daha unutacaktım. Gelirken iki paket cigara da getirebilir misin?
Sunucu :Bak Haydar, artık sana bey falan demiyorum. Konuşmalarına dikkat etmezsen seni şimdi programdan çıkaracağım. “Karıma çağrı yapacağım.” dedin. Acıdık, programa çıkardık. Şu yaptığına bak.
Haydar Bey: Bir dakika ağabeyciğim yaa! Ne kızıyorsun? Dur, tamam. Yani bir aile kurtaracaksın. Bak ne söyleyeceğimi de unutuyorum senin yüzünden. Evet dün Zeynep’i okula göndermedim. Bize dolma yaptı. Ben de kumarda kazanmak için bizim arkadaşların dikkatlerini dağıtmak amacıyla ha bire dolma yiyip “yiyin, yiyin nefis olmuş.” dedim. Nasıl zekâ ama.
Sunucu :Kes kes be adam. Çocuğu okula nasıl göndermezsin. Hem de evini kumarhaneye çevirip çocuğu nasıl kendinize hizmet ettirdin. Şimdi Kezban’ın niçin evden kaçtığını anlamaya başladım. Yalnız anlamadığım bir şey var. Bu kabzan sana nasıl vardı? İçki sende, kumar sende, şiddet sende, cahilliğin alası da sen de…
Haydar Bey: Bak bunu dedin de aklıma Kezban’ı nasıl kaçırdığım geldi. On dört yaşında taş gibi kızdı. Mehmet, Abidin, Ramazan, Yusuf-bunlar benim arkadaşım olur-nasıl da döve döve arabaya atmıştık Kezban’ı. Ah o günler, ne de çabuk geçmiş bunca zaman.
Sunucu :Yahu be adam, sen bu kadınla evli iken hiç mi doğru bur iş yapmadın.
Haydar Bey: Yapmaz olur muyum? Siz böyle sordukça benim aklıma geliyor. Yaşar’ıma Kezban’ımın son maaşı ile don aldım. (seyirciye döner) Kezban ne olur evine dön. Bak, biz hani yeni evliydik. Bir boğaz gezisi dönüşüydü. Mehmetgiller kapıda bekliyordu, sen daha roka bile hazırlamamıştın. Ramazan içeriden “roka!” diye bağırmıştı. Mutfağın kapısını içeriden nasıl kilitlediğimi, ocağın oradan o küçücük mutfak tüpünü nasıl kaptığımı, falan hiç hatırlamıyorum. Ha hatırladın mı sen Ramazanlar gidince o gece Yaşar’ı doğurdun. Huysuz mu huysuz, koca burunlu Yaşar’ımı…Ahh. Artıh yeter,evine dön Kezban!...
Sunucu :Evet artık hakikaten yeter! Yalnız sana yeter artık! Kadıncağız sana fazla bile dayanmış. Hadi bakalım işine git. Sana dönecek kadın aklını peynir ekmekle yemiş olmalı. Kaybol git.
Haydar Bey: (Giderken) Bak Kezban artık yuvana dön. Bak asabımı bozma.
Sunucu :Kaybol git. Asıl sen benim asabımı bozma! Efendim bu insan müsveddesi dolayısıyla sizden çok özür dilerim. Biz programımıza kaldığımız yerdin devam edelim isterseniz. Bu akşam çok enteresan bir konuğumuz daha olacak. Konuğumuzu görünce söylediklerini duyunca şok olacaksınız. O bir… O birr… O bir Terör Örgütü itirafçısı. Nasıl örgüte katıldı, hangi eylemlere katıldı, nasıl teslim oldu?Az sonra….Ama önce bir başka işin daha uzmanıyla sohbet edip ondan bilgi alacağız. Evet, şimdi huzurlarınızda MODERN BEDDUA uzmanımız? Niye alkış yok efendim. Alkışlıyoruz. Kendisinden önemli bilgiler alacağız… Efendim, hoş geldiniz.
Beddua Uzm : Hoş bulduk, Allah başınız varken ayağınıza taş düşürmesin efenim!
Sunucu :Bize de mi Efendim?
Beddua Uzm: Yok yok estağfurullah, dil alışkanlığı ne yaparsınız.
Sunucu :Efendim biz sizden bu akşam modern beddua alanında ne gibi gelişmeler var? Bunlar hakkında sizden bilgi alacaktık.
Beddua Uzm: Öncelikle şunu ifade etmeliyim, beddua etmek iyi bir şey değildir. İnsanlar birbirine beddua okumamalıdır. Ama illa da ben okuyacağım diyecekse bu işin de bir ilmi var. İlmine göre yapmak lazım.
Sunucu
eki efendim. Karşımızda işini iyi yapmayan bir memur var. Ne yaptıysak olmadı. Nasıl bir beddua gündemde bugünlerde bu tür kişiler için.
Beddua Uzm: Şöyle şeyler söylenebilir. Mouse'un kırıla… Tıklayamayasıca... Hatların kopa da hiçbir yere bağlanamayasın. Kartuşun bite… Bunları ilk etapta sayabiliriz.
Sunucu
eki efendim. Çok zor bir duruma düştük. Acilen para bulmamız lazım ;ama kimse bize para vermiyor. Parasını değişik yerlerde değerlendirmeyi tercih ediyor. Bu durumlardaki kişilere nasıl beddua tavsiyesinde bulunabilirsiniz.
Beddua Uzm: Şunlar olabilir. Paran aracı kurumda kala, iç edile; Dövize endeksli kredi alasan. "Zede" lenesen Merkez Bankası para piyasalarına müdahale ede.
O sırada sen de orada olasan, halden anlamayan bireysel danışmana denk düşesen. Sabah seansında endeks hızla düşe sen panik olup kağıt çıkarasın, ikinci seansta endeks kendini toplaya ama iş işten geçmiş ola.
İMF'nin gazabına gelesen... Aldığın dolarlar sahte çıka… Bunları sayabilirsiniz. Hatta birkaçını etkili olması açısından bir arada da kullanabilirsin.
Sunucu :Efendim trafik magandalarıyla ilgili nasıl bir bedduamız var?
Beddua Uzm: Araba kullanırken cep telefonuyla konuşasan, sonrada trafik polisine yakala-nasan. Ucuza aldım diye sevindiğin araban çalıntı çıka. Bunları sayabiliriz.
Sunucu
eki millette ar namus bırakmayan bazı mankenlerimiz var. Bunlar örf ve adetlerimi yerle bir ediyor. Bunlar için bir şey var mı?
Beddua Uzm: Olmaz olur mu? Bizde yok yok. “Silikonların patlaya inşallah...” diyebiliriz mesela.
Sunucu :Ya peki şu cep telefonlarını kullanmayı öğrenemeyen insanlara ne demeli. Ne öyle efendim zırt pırt cep telefonu göstermeler, mesajlaşmalar… Yani gördüksüzün telefonu olmuş, tutmuş antenini kopartmış.
Beddua Uzm: Var, var. “Kapsama alanı dışında kalasan.” denilebilir. Bu onlara en büyük ceza.
Sunucu
uyduğumuza göre bayanlar artık sokak kavgaları yaparken de yeni nesil beddualar kullanıyormuş. Bunlara birkaç örnek verebilir miyiz?
Beddua Uzm :Olur tabii ki.Mesela: “Tam otomatik çamaşır makinen kireçlene, bir gram Calgonit bulamayasın.” Bu beddua tutarsa tüm ev hanımlarının hayatı felç olur. Yine “Önce Serap Ezgü’ye sonrada Yasemin BOZKURT’un programına çıkasın...” Bayanlar için en büyük beddualardan biri herhalde bu olur. Millet hali pür melalini görüyorsunuz efendim.
Sunucu :Efendim geldiğiniz için teşekkür ederiz. Bizlere çok önemli bilgiler verdiniz.
Beddua Uzm :Benim için zevkti. Yalnız son olarak şunu söyleyelim. Söz ağızdan çıktıktan sonra onu geri döndürmek imkânsızdır. Onun için ben izleyicilerime konuşmadan önce iyi düşünmelerini tavsiye ediyorum.
Sunucu :Evet uzmanımıza teşekkür ediyoruz ve şimdi sırada sabırsızlıkla beklediğiniz konuğumuz var. O bir terör örgütü üyesi idi. Birçok olaya karıştı. Ama sonra pişman olarak güvenlik güçlerine teslim oldu. Huzurlarınızda terör örgütü itirafçımız. Efendim hoş geldiniz.
Örgüt Üyesi :Hoş bulmuşah…
Sunucu :Beyefendi nasıl terörist oldunuz? Anlatır mısınız?
Örgüt Üyesi :Valla ben köydan geliyordım arabayla. Birden bire teröristler önümi kesti. Dedi: “Dağa gelecahsan.” Ben dedim “Gelmiyorum.” O dedi: “Gelecahsan.” Ben mecbur kaldım,geldim. Dağa gittım, verdi keleşi elime. Dedi: “Çatışacahsın.” Ben dedim: “Çatışmıyorum.” O dedi: “Çatışacahsın.” Ben mecbur kaldım, çatışdım. Valla, tam o sırada bir bomba patladı, “güümm!” Bir parçası geldi, benim kafama “rankk”. Vallahi ben şuurımı kaybetmişim. 2. gün şuurımı aradım da bulamadım. Sonra ben devlet güçlerine teslim oldum. “Ne mutlu Türk’üm diyene!”
Sunucu :Efendim, bizlere verdiğiniz bilgilerden ötürü size teşekkür ediyoruz; ama öyle sizi hemen de bırakmak istemiyoruz. Bizlere bu örgütte iken başınızdan geçen etkisinde kaldığınız bir anınızı anlatabilir misiniz?
Örgüt Üyesi :Anlatim. Bir gün bir eve baskın yapmişidıh. Çay içesimiz gelmiştır. Bu sırada başımızdaki kişı evin gencine dedı ki “Bize çay yap” Genç dedı “Erkekler çay yapmaz.” Başımızdaki dedı “Bize çay yap” Genç dedı “Erkekler çay yapmaz.” Başımızdaki dedı “Biz da babani fururuk” Genç dedı “Fur” Biz da furduk. Başımızdaki genca tekrar dedı “Bize çay yap!” Genç dedı erkekler çay yapmaz!” Başımızdaki dedı “Biz da anani fururuk” Genç dedı “Fur” Biz da furduk. Başımızdaki genca tekrar dedı “Bize çay yap!” Genç dedı erkekler çay yapmaz!” Başımızdaki dedı “Biz da bacıni fururuk” Genç dedı “Fur” Biz da furduk. Başımızdaki genca tekrar dedı “Bize çay yap!” Genç dedı erkekler çay yapmaz!” Başımızdaki dedı “Biz da seni fururuk” Genç dedı “Bazen erkekler da çay yapar. Genç çayi yapti. Biz da içtıh. Bunu unutamim.
Sunucu
eki şu an ne işle uğraşıyorsunuz.
Örgüt Üyesi :Şu an ülkeme şükurler olsun beni rehabılıta edi. Diyarbokır’ın sesi radyosunda de ce’lik yapim.
Sunucu :Bu diksiyonla biraz zor olmuyor mu? Dc’lik yani.
Örgüt Üyesi :Yoo, olmi. Bakın hemen bi örnek verim. Burası diyarbokır FM, sebbaha gadar dens, sabbaha gader müzik. Deppinin lov.
Sunucu :Öncelikle böyle bir örgütten geç de ayrıldığınız için sizi tebrik ediyoruz. Geldiğiniz için teşekkür ederiz. Efendim hepinize teşekkür ediyoruz. Bu akşamlık da bizden bu kadar. Hayırlı akşamlar.
Derleme-Senaryo: Dursun TARAKCI