Oyuna Başlama: İso telefonda konuşmaktadır.

 

İSO:          La maho nasılsan iyi misen?(Bekler) Eyi, Eyi Allah Eyilik versin.. Eyi ol eyi. ?(Bekler) Hee hehe.sen bize lazımsın. Anan nasil baban nasil ?Nenen nasil ? Eyi demek eyi çok gozel çok.La maho canoyla aran nasıl ?Hangi cano mu? Ha bizim sarı kızın düvesi cano! Kim olacak oğlım senin varya bir görlfirandın (girlfriend) (Bir yandan da karşısındaki ile konuşuyormuş gibi yapar) Hee… hıı… neee! Demek öyle haaa vay namıssız vay!...Demek saa ben seni deel,Sülo’yu sevim dedi haa. Eee ben didiydim olum saa bu gızdan hayır gelmez diye.

                 

La maho neyse saaa bişi diyeceğam.La bubam eva bilgisayar alii. Vallaha diim laaa hakkattende bilgisayar alii.Artıkın çetir çetir çetleşirik deel mi ?(Bu arada kapı çalınır)Ahanda geldiler, kapı çalii. Neyse neyse hadi görüşürük .bıye ke nokta i nokta bee.la olum öle dilar ya çetteAnlamı kendiye neyi eyi bak.La maho heç kusura bakma da sen de çok cahal kalmışsan haa. Hadi kapatıyom.(telefonu kapatıp kapıya doğru koşar ve bilo ile satoya kapıyı açar)Buba bilgisayarı aldın mı ?(Bu arada bilgisayar satıcısı bilo araya girer)

BİLO:        Evet yavrum artıkın sizin de bir pilkisarayınız var. Ben Bilo amcan . (Elini uzatır. İso şüpheyle tutar ve babasına sessizce)

İSO:          Buba!

SATO:       Hıı!..

İSO:           Ha bu adamın pilgisayardan anladığına emin misen?Baksana daha doğri düzgün pilgisayar demeyi bilem beceremi. Kafası 10 dönüm geli emme bi dönümünde akil yok gibim buba!

SATO:       Ne olmuş ben de pilkisaray demeyi beceremiim.Ne yani şimdi benim de mi 10 dönümde bi dönüm aklim yok.

İSO:          Ben öyla demak istemedim .Neysa ben şimdik anlarim babo. Bilo abi bu pilgisayarın lisansı var mi?

BİLO:        Lisans mı hahahah haahah lisans ha hahahah haha.Oğlum bu futbolcu mudur ki lisansı olsın. İlahi … ha hahahah haha! Alemsin İso can.

İSO:          (sinirli ve sessiz bir şekilde)Yaw buba bu adam at gibin habire kişniyy.

BİLO:        Yaw sen ne yapacan lisansı ? Top oynatacak delsin ya!...

İSO:          Neyse…

SATO:       Şey…

BİLO:        Ne abi ?

SATO:       (Çekingen bir tavırla)Bu pilkisarayda çet yapılii mi ?

BİLO:        Abi sen bu yaştan sonra çet yapacaksan da ne olacak,Yoksam artıkın kumaları çetten mi buliisan.

SATO:       Yok daa yani şeyyy…Şimdi bu pilkisarayda çet yapılmii mi ?

BİLO:        Hayır ağabeycim maaaseleff. Şirket politikamızdır. Çet yaptırmik. Çünkim çet insanarımızı yalan konuşmaya teşvik edi. Biz bunun içindir ki çetsiz pilkisayarlar üretik…Artıkın yalansız bir dünya için pizden pilkisaray alın.

SATO:       Peki bu pilkisarayda hesap yapılii mi ?

BİLO:        Şimdi ağabeycim bu pilgisayar hesap yapar yapar daa

SATO:       Eeeeeee?

BİLO:        Abicim bu pilkisarayı yapan adam demiş ki kendi kendine,”Yaww bu pilgisayarların hepisi hesap yapii, benimkinin diğerlerinden farkı olsın,benimkinin de hesap makinesi olmasın demiş, bu pilkisaraya hesap makinesı koymamış.

SATO:       Yani bu pilgisayarda hesap yapılmiyy.(Bu arada elini Bilgisayarın üzerine koyar) bunun vizontelesinden dumanlar geli. Üstelik de koki la bu!  Pilkisaray yanii ! Biloy’a döner ve) Bu ne lan ?

BİLO:        Şeyy…Aaaa ben size söylemedim mii?

SATO:       Neyi?

BİLO:        Bu pilkisaray hem pilkisaray hem deeeee….hem de… hem de Mangal abciğim. Yaa!

SATO:       Ne? Mangal mı ?

İSO:           Mangal dedin del mi ? Yanış duymadım.

BİLO:        Evet ya mangal.Bak şimdi ağabicim bu etleri pilkisaray üstüne koyuyorsın,bunlar da burada pişiii.Sonra da bu etleri afiyetle yiyorsın. Yersen yaniii .

SATO:       Ne demek la yersen mersen. Sen bizi gazıklamaya  mı çalışısin .

BİLO:        Yok ağabeycim ne kazığı. Etleri diiim …Yani yersen diye. Eeee belki vacataryansındır, o bakımdan yani.

SATO:       Ne yan ne yan?

BİLO:        Vcatar- yan .sencahal adamsın. Duymadın mı ağabeyciğim. Et yemeyenleri deni vacatar-yan.

SATO:       Hıııı iyi o zaman.

İSO:           (bilgisayarın ekranını inceler)Ahan da bu ne? Pilgisayarın içinde su var.

BİLO:        (Kendi kendine ‘’la ben bu pilkisarayın içine suyu ne zaman kaçırdım.)Şeyy ağabicim bu pilkisaray hem pilkisaray hem deeee ketır.(cater)

SATO:       Ne tır ,ne tır?

BİLO:        Ketır ağabeycim ketır yani çay makinesi.

SATO:      Haa!...Anlamadım sen bi daha anlat.Nasıl olii la bu iş.

BİLO:        Ağabeycim şimdi bu ce sürücüsünün içine çayı koyuyorsın , bu çay gendülüğünden olii!Sonra da bu çayı hüpp diye yutuyorsın. Yutarsan yani.

SATO:       Neee!

BİLO:       Yani şarkı varya ‘’Hüpp diye içeeen çek benii’’ ordan aklıma geldi

SATO:       Hııı!!

BİLO:        Yani ağabeycim ben size 3 işlevli bir pilkisaray  sattım yani gıymatını bilin.

SATO:       Gördün mü oğlım artık 3 işlevli bir pilkisarayımız var.

İSO:           Yaaaaa(Endişeli biçimde)

SATO:       Peki bu 3 işlevli pilgisayarı ilk defa görüyem.Bu pilgisayarı kim yapmış yavv.

BİLO:        Kim mi ?Şeyy ımmm,adı aklımda da çıkartamıyorum.Sen şu tavuklara bi seslen hele.

SATO:       Niye ki la?

BİLO:       Sen bi seslen yavv

SATO:       Geh bili bili bili geh bili geh geh.

BİLO:        Ahan da şimcik aklıma geldi.Bill Ga-tes.

İSO:           Bill geyts diycektin herhaldem.

BİLO:        Hah işte o fır..fır….Hiç sevmem kendisini.

SATO:       O niye ?

BİLO:        Bırak yavv ciğeri 5 megabayte etmez herifin tekidir.

SATO:       Peki bu pilkisarayda oyun oynanii mi ?

BİLO:        (Kaş göz işaretleri ile hayır der gib davranır)

SATO:       (Aynı şekilde ‘’oynanmıyor mu’’ der gibi karşılık verir)

SATO:       Peki bu pilkisarayda yazı yazılii mi ?

İSO:           Buba bu bilgisayarın şeyinde R harfi yok.

BİLO:        Yavrum sen R harfini ne yapacan.Bak Beyaz’a adam R harflerini söyleyemiyor ama Türkiye’nin en ünlü sitend up’ çularından biri.Siz de R yerine yumuşak G (Ğ)yazarsınız.Mesela rize yerine ğize yazarsınız ğize .

SATO:       Hııı demek öyle.Peki bu pilkisaray film izlenii mi ?

BİLO:        Yapma be ağabeyciğim! Yapma be abiciğim Film sinemada izlenir.

SATO:       Hıııı.La bu pilkisarayda çet yapılmii,film izlenmii,hesap yapılmii,oyun oynanmmii, la u zaman aha bu pilkisaray ne işime yariii?

BİLO:        Köyde havan olur.Derler ki ha bizim Dımışkesekli Sato’nun bilgisayarı var !

İSO:           (gülerek)Baba u zaman ben anama söylim da bu pilgisayara bir dantel örsün. Bu pilkisayar paşkam işe yarami. Ancak bundan dekor oli!

SATO:       Hazır onu söylemişken bir de 2.80 kefen dikmesini söyle.

BİLO:        O niye ki ağabeycim ?

SATO:       Çünkü ben seni birazdan 2.80 yere uzatacağam sonra da ha bu sandalye ile beynini deleceğam.

BİLO:        (kaçmaya başlar)neeeeee!

SATO:       Gel kaçma lan gel buraya gel

İSO:           (aslında babasının bunu biraz yapmasını da isteyerek)Babo dur yapma!!!