Edebiyat
  SULTAN MURAD’IN RÜYASI-Dram
 
SULTAN MURAD’IN RÜYASI
 
Oynayanalar:Sultan Murad,Vezir,Ölü,Ölünün Oğlu ve Üç Adam
Dekor           :Sağ tarafta yatak vardır ve üzerinde S.Murad yatmaktadır.Sol tarafta ışık yanar.Bu kısım   
                       aydınlıktır.
I.SAHNE
               Sol taraftan elinde içki şişeleri ile bir adam girer.Zor adım atmaktadır.Elindeki şişeye bakar ve bu arada kalbinin üzerini tutar.Şişeyi elinden düşürür ve yavaşça yüzü koyu yere düşüverir.
Ölü        :Allahhh!....
         Bu arada ışık sol taraftan kararak sağ tarafta yanmaya başlar.Sultan Murad “Allah” deyerek ayağa kalkar.
S.Murad:Aman Allah’ım!Bu da neydi?Bu rüya…Bu rüyada bir hikmet olmalı…Yoksa durup dururken niye böyle bir rüya göreyim?...(Yatağından iner ve gezmeye başlar.)Acaba o adam kimdi?Elinde içki şişesi de vardı.Üstelik sokak ortasında yığılıp kaldı.Kimse de yardım elini uzatıp adama yardım etmedi.Bir Müslüman ülkesinde bu mümkün müdür?En iyisi ben veziri çağırayım.(bağırarak..)Vezir!Vezir!
              
               Vezir diğer kapıdan içeri girer.
Vezir       :Buyrun efendim.Gecenin bu vaktinde hayrola?
S.Murad   :Bilemiyorum Vezir,bilemiyorum…Rüyamda bir adam gördüm.Sokak ortasında yığılıp kaldı.Kimse ona yardım etmedi.Onu defnetmeye kimse yanaşmadı.Bu ülkenin Müslüman evlatları nerede?
Vezir       :Ama sultan bu sizin de ifade ettiğiniz gibi sadece bir rüya.Öyle değil mi?
S.Murad   :Evet;ama ya gerçekten de böyle bir olay olmuşsa?O zaman bu işten biz sorumlu olmaz mıyız?
Vezir       :Efendimiz,yarın haber veririz görevlilere.Durumu araştırırlar.Eğer böyle bir durum varsa defnederler meftayı.
S.Murad   :Hayır vezir,bunu bizzat kendimiz araştırmalıyız.Ne diyordu adaleti yer yüzüne yayılmış Hz.Ömer: ”Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu/ Gelir de adl-i İlahi sorar Ömer’den onu!”Bu bizim tebamızdır vezir.Ona biz sahip çıkmayacağız da kim sahip çıkacak.Allah bizden sormaz mı bunun hesabını?” S.Murad            tebanan niye sahip çıkmadın demez mi?”Hem bu rüyanın sırrını da çözmek gerek değil mi?
Vezir       :Hakkınız var efendim.
S.Murad   :Ozaman yarın sabah tebdil-i kıyafet edip durumu araşrırıyoruz.Molla kıyafetleri giyerek bu adamı rüyamda gördüğüm yere gidiyoruz.
Vezir       :Emriniz başımız üstüne efendim.
S.Murad   :Emir değil vezir,emir değil.Bir rica sadece.
               Perde kapanır.
II.SAHNE
               Ölü yerde belirgin bir şekilde tıpkı S.Murad’ın rüyasında gördüğü gibi yerde yatmaktadır.Yanında da içki şişeleri durmaktadır.Hemen karşı taraflarında da üç kişi oturmaktadır ve kahvelerini içerlerken sohbet ederler.Bu arada sahnenin sağ kapısından S.Murad ve vezir girerler.Ölüyü görünce hızlı adımlarla onun yanına gelirler ve kontrol ederler.
S.Murad   Telaşlı bir şekilde)Vezir,aynı rüyamdaki gibi.Aynı o adam.Hatta kendisi.Bunda bir hikmet olduğunu sana söylemiştim;ama ne ola?
Vezir       :Haklısınız efendim;ama benim sınırlı aklım bu işe bir anlam veremedi.Tıpkı sizin gibi ben de bu işin hikmetini merak ettim.
S.Murad   :Tabii ki bu adamı biz defnedeceğiz vezir.Bize bu İlahi kattan emredildi.Hem bak komşuları bile adamla ilgilenmiyorlar.
Vezir       :Haklısınız efendim.Peygamber efendimiz komşuluk hakkı üzerinde bu kadar dururken bu insanların sokakta kalmış bir cenazeye ilgisizliği merak konusu.Bu kişilere bu ilgisizliklerinin sebebini sorsak daha doğru yapmış olmaz mıyız?
S.Murad   :İyi olur vezir,iyi olur.Bunu iyi düşündün.Gel bakalım.
               İkisi birlikte adamların yanına giderler.
S.Murad   :Selamün aleyküm cemaat-i müslimin.
Adamlar   :Aleyküm selam.Buyrun efendiler.
S.Murad   :Efendiler görüyorum ki şu köşede bir ehl-i kitap ruhunu Allah’a teslim etmiş.Fakat sizler burada oturuyor,bu adamın naşının ortada kalmasını izliyorsunuz.Bu doğru mudur?
1. Adam   :Aman Hoca,hiç bulaşma!
2.Adam    :Ayyaşın,meyhusun biridir işte!
S.Murad   :İyi de nereden biliyorsunuz?
3.Adam    :Müsaade et de bilelim yani,kırk yıllık komşumuz.
1.Adam    :Biliyor musunuz?Aslında iyi sanatkârdır. Azaplar Çarşısı'nda çalışır. Nalının hasını yapar...
Ancak kazandıklarını içkiye, fuhuşa harcar. Hem şişe şişe şarap taşır evine, hem de nerde namlı mimli kadın varsa takar peşine..
2.Adam    Kızgın bir şekilde söze atılarak)Diğer komşulara da sorun isterseniz. Sorun bakalım onu bir cemaatte gören olmuş mu?..Bi vakit Allah’ın huzuruna durmuş mu?Vallahi biz onu cemaatte hiç görmedik.
               Bunu söyledikten sonra adamlar yerlerinden doğrulurlar ve dışarıya da doğru yönelirler.Arkalarından vezir de onların gittiği yöne doğru hareketlenmek üzeredir ki sultan Murad müdahale eder.
S.Murad   :Nereye?
Vezir       :Bilmem,bu adamdan uzak durusunuz sanırım.
S.Murad   :Millet bu,çeker gider.Kimseye bir şey diyemem.Ama biz gidemeyiz.Şöyle veya böyle tebamızdır. Defini tamamlamak gerek.(Ölünün tekrar başına gelirler.)
Vezir       :İyi ya sultanım,saraydan birkaç molla yollar,kurtulur vebalden.
S.Murad   :Olamz vezir,olmaz!Rüyadaki hikmeti çözemedik daha.
Vezir       eki ya ne yapmamı emir buyurursunuz?
S.Murad   :Mollalığa devam.Naşı kaldırmalıyız en azından.
Vezir       :Aman efendim,yapmayın,etmeyin!Nasıl kaldırırız bu adamın naşını?
S.Murad   :Basbayağı kaldırırız işte!
Vezir       :Yapamayın,etmeyin.Bunun yıkanması,paklanması var.Tekfini,telkini…
S.Murad   :Merak etme ben beceririm.Ancak önce bir gasilhane bulmalıyız.
Vezir       :Az aşağıda bir mahalle mescidi görmüştüm.Oraya taşıyabiliriz.
S.Murad   :Olmaz !Vefat eden sen olsaydın nereden kalkmak isterdin?
Vezir       :Ne bileyim,Ayasofya’dan,Süleymaniye’den,en azında Fatih Camii’nden…
S.Murad   : Ayasofya ve Süleymaniye’de devlet erkanı çoktur.Tanınmak istemem.Ama Fatih Camii’ni iyi dedin.Hadi yüklenelim.
              
               Ölüyü yüklenirler ve dışarıya çıkarlar.Bu arada perde kapanır.
 
III.SAHNE
              
               S.Murad ve Vezir içeri girerler.Bu arada bir önceki sahnedeki üç kişi yine aynı yerde sohbet etmektedirler.Sahne açılır.
S.Murad   :Anlamadığım bir şey var Vezir.
Vezir       :Nedir Sultanım?
S.Murad   :Bu adamı bize o kadar kötülediler ki onu yıkadıktan sonra naaşta oluşan nura,güzelliğe bakarak bu adam o bahsedilen adam mı diye tereddüde düştüm.Bu nasıl olabilir vezir?Bu adam bahsedilen kadar kötü biri ise bu güzellik nasıl oluştu?
Vezir       :Evet Sultanım,benim de dikkatimi çekti.Dudaklarında öyle manalı bir tebessüm belirmişti ki tarifi mümkün değil.Sanki düğüne giden bir insanın sevincini gördüm yüzünde.
S.Murad   :Bir yanlış içindeyiz vezir!Adamın ailesi var mıdır diye araştırıp sormadık.Belki eşi,yetimleri vardır.
Vezir       :Haklısınız efendim.Hem hala rüyanızın sırrına da eremedik.Ne dersiniz,araştıralım mı?
S.Murad   :Evet sorup soruşturalım.Bakalım bir ailesi var mıymış?(İkisi birlikte daha önce konuştukları adamların yanına gelirler.)
S.Murad   :Selamün aleyküm.
Adamlar   :Aleyküm selam.
S.Murad   :Bugün ölen nalıncı bir şey merak ediyorduk.Onu tanıdığınızı söylemiştiniz.
1.Adam    :Siz o meseleyi hala kapatmadınız mı?
2.Adam    :Sorun;ama bugün boşuna eziyet çektiniz.Ayyaşın,berduşun biridir,demiştik size.
S.Murad   :Hadi bu adamın dostu,komşusu yoktu.Bir ailesi de mi yoktur.En azından onlara bir haber verir,mezarını gösterirdik.Bu onların hakkı değil mi?
3.Adam    :Siz bilirsiniz.Bakın şu karşıda bir evi vardır.Karısı ve bir erkek çocuğu ile birlikte yaşardı.Kapıyı çalın size yardımcı olurlar.
S.Murad   eki efendiler sağolun.Hadi vezir gidiyoruz.(Bunu dedikten sonra eve doğru hareketlenirler.Adamlar sohbetlerine devam ederler.)
              
               Sultan Murad kapıyı vurur ve içeriden bir genç kapıya çıkar.
S.Murad   : Selamün aleyküm.
Genç        : Aleyküm selam amca.Buyurun,kime bakmıştınız?
Vezir       :Şey…Biz nalıncı ustasını arıyorduk da.
Genç        :Buyurun burası onunu evi.Ben de oğluyum.
S.Murad   :Bak evladım,hepimiz Allah’tan geldik ve dönüş yine onadır.Bugün baban Hakk’ın rahmetine kavuştu. Biz de Allah rızası için onu defnettik.Önce size haber vermek aklımıza gelmedi.Bu yüzden hakkınızı helal edin.
Genç        Kapının önünden başı önde yavaşça ileri çıkar ve sırtı duvara dayalı bir vaziyette yere eğilir.)Demek babam öldü ha!
S.Murad   :Üzülme evladım,Allah sabredenlerle beraberdir.Bize düşen muhakkak ki güzel bir şekilde sabretmektir.
Genç        :Hakkınız helal edin amcalarım.Belli ki çok yorulmuşsunuz.(Hüzünlü bir ses tonu ile devam eder.) Biliyor musunuz?Efendi Babam bir âlemdi adamdı, vesselam... Akşamlara kadar nalın yapar... Ama birinin elinde şarap şişesi görmesin; elindekini avucundakini verir satın alırdı. Sonra getirip dökerdi helaya!..
Vezir       :Niye böyle yapardı?
Genç        : Ümmeti Muhammed içmesin diye...
Vezir       :Hayret!...
Genç        :Sonra, malum kadınların ücretlerini öder eve getirirdi.”Ben sizin zamanınızı satın aldım mı? Aldım.” derdi.”Öyleyse şimdi dinlemeniz gerek... O çeker gider, anneciğim menkîbeler anlatırdı onlara..Mızraklı ilmihal,Huccet-i İslam okurdu...
S.Murad   :Bak sen,millet ne sanıyor oysa ki!
Genç        : Milletin ne sandığı umrunda değildi. Hoş, o hep uzak mescidlere giderdi. Öyle bir imamın arkasında
durmalı ki, derdi. Tekbir alırken Kabe'yi görmeli...
S.Murad   : Öyle imam kaç tane kaldı şimdi?
Genç        :İşte bu yüzden Nişancı'ya, Sofular'a uzanırdı ya... Hatta bir gün canım anneciğim ona; Bakasın efendi, dedi. Sen Müslümanlar içmesin diye alıp eve getiriyor sonra da helaya döküyorsun,kötü kadınları bir iki akşam da olsa kötü işlerden uzak tutmaya çalışıyorsun;ama komşular kötü belleyecek.İnan cenazen kalacak ortada...
S.Murad   oğru,öyle ya!...
Genç        : Kimseye zahmetim olmasın deyip, mezarını kendi kazdı bahçeye. Ama annem üsteledi. İş mezarla
bitiyor mu?Seni kim yıkasın, kim kaldırsın,dedi.
S.Murad   : Peki o ne dedi annene?
Genç        : Önce uzun uzun güldü, sonra; (Genç sahnenin ortasına gelir.Bu arada padişah ve vezirin gözü onunu   
                 üzerindedir.)
                 - Allah büyüktür hatun, dedi anneme. Hem padişahın işi ne?

SON
                                                                      
Kaynak:SUAVİ 
Senaryo:Dursun TARAKCI
Türk Dili ve Edb.Öğrt
 
  Bugün 39 ziyaretçikişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol